Önemli olan bir diğer nokta ise aşçıların, fen bilimlerini nasıl başarabildikleri. Yani hepsinin fizik ve kimya altyapısı mı olmalı? Tabi ki hayır. Herve This ve Nicholas Kurti bu bilimi kurduklarında, tamamen araştırmaya yönelik, neden ve nasıl sorularını cevaplamak adına deneyler yaptılar. Yemek tepkimelerini bilimsel olarak açıkladılar ve yazdıklarını da yalın ve herkesin okuyabileceği hale getirmeleri kısa sürmedi. Ancak önceden de belirttiğim gibi, çalışmaları kısıtlı bir kesimle sınırlı kaldı. Kimi ünlü aşçılar daha geniş bir kesime hitap edebilmenin avantajıyla, yemek bilimini alıp, kendi tarzlarıyla birleştirdiler ve yemek biliminin tanıtılmasında büyük rol oynadılar.
Yaklaşık 2 sene öncesine kadar 'moleküler gastronomi' denildiğinde, hap şeklinde domates çorbaları gibi absürd fikirler akla geliyordu. Bunun sebebi de moleküler düzeyde, yani yemeklerin kimyasıyla oynayabilmenin kolaylığı olmuştur. Ve aslında bu da, Nicolas Kurti ve Herve This'in başından beri istemediği gelişmeydi. Çünkü değişik yemekler üretmek adına, içine zararlı kimyasalların katılıp, yemeklerin sağlıklı deney çizgisinden sapması ilgi çekmek için birebirdi. Neyseki kimyasal kullanılarak yapılan menüler yerini kısa sürede doğal ürünlere bıraktı.
Günümüzde uygulanan moleküler gastronomi teknikleri, yavaş yavaş bilimin sunabileceği çılgınlıkları bırakıyor. Moleküler gastronomi uygulayan mutfaklar hala birer kimya laboratuarlarını andırıyor, hatta bana kalırsa hepsi birer fizikokimya laboratuarı olabilir :) Ancak yemeklere kimyasallar katip farklı tadlar yaratma modası eskidi diyebiliriz. Artık tamamen doğal ürünler, laboratuar enstrümanları ve basit kimyasal tepkimeler kullanılarak farklılık yaratılıyor. Eğer yeni gelişmeler ilginizi çekiyorsa, Yemek Bilimi 103 ve algı-yemek ilişkisi adlı iletileri okuyabilirsiniz.
Yaklaşık 2 sene öncesine kadar 'moleküler gastronomi' denildiğinde, hap şeklinde domates çorbaları gibi absürd fikirler akla geliyordu. Bunun sebebi de moleküler düzeyde, yani yemeklerin kimyasıyla oynayabilmenin kolaylığı olmuştur. Ve aslında bu da, Nicolas Kurti ve Herve This'in başından beri istemediği gelişmeydi. Çünkü değişik yemekler üretmek adına, içine zararlı kimyasalların katılıp, yemeklerin sağlıklı deney çizgisinden sapması ilgi çekmek için birebirdi. Neyseki kimyasal kullanılarak yapılan menüler yerini kısa sürede doğal ürünlere bıraktı.
Günümüzde uygulanan moleküler gastronomi teknikleri, yavaş yavaş bilimin sunabileceği çılgınlıkları bırakıyor. Moleküler gastronomi uygulayan mutfaklar hala birer kimya laboratuarlarını andırıyor, hatta bana kalırsa hepsi birer fizikokimya laboratuarı olabilir :) Ancak yemeklere kimyasallar katip farklı tadlar yaratma modası eskidi diyebiliriz. Artık tamamen doğal ürünler, laboratuar enstrümanları ve basit kimyasal tepkimeler kullanılarak farklılık yaratılıyor. Eğer yeni gelişmeler ilginizi çekiyorsa, Yemek Bilimi 103 ve algı-yemek ilişkisi adlı iletileri okuyabilirsiniz.