
moto, şef Homaro Cantu' nun Chicago'da kurduğu moleküler gastronomi restoranı. Ancak mutfağına bakarsınız diğer moleküler gastronomi mutfaklarından bir farkı var. Burası gerçek anlamda bir kimya laboratuarı. Cantu, geçtiğimiz yıl verdiği TED konuşmasında adından çok söz ettirdi. Pasta şefiyle beraber, geleceğin yemeği olarak sundukları menü gerçekten çığır açıcıydı. Düşünün ki artık şeker yemenize gerek kalmayacak. Gerek kalmaycak diyorum çünkü siz yediğinizi zannedeceksiniz ama vücudunuza 1 gram glikoz/aspartam vb. girmemiş olacak. Ve bu tamamen bir beyin aldanma da değil.
İkili, 'miracleberry' diye bilinen bir orman meyvesini kullanıyor. Bu meyve dilinizdeki tad reseptörlerinizi yanıltarak, tüketildikten sonraki 1 saat boyunca size tatlı yiyormuş hissi veriyor. Aynen şöyle; 1 avuç miracleberry ve sonrasında 1 dilim limon. Nasıl, limonatayı beğendiniz mi? Yaratıcılıkta sınır yok ve bu meyveyi kullanarak yapılabileceklerin de sınırı yok. Özellikle işin ucunda hiç şeker tüketmemek varsa!
Meyve aslında yeni keşfedilmemiş. 18. yy'da Afrika'da bulunmuş ve o zamandan beri de biliniyor. Ancak ömrü çok kısa ve her yerde yetişemiyor. Son 50 yıldır, derin dondurma yöntemleriyle taşınabilmiş ve çeşitli prosedürlerden sonra hap, toz ve tohum halinde satılıyor. Meyvenin mucizesi ise basit; tatlı tad reseptörlerine bağlanıyor. Ancak ekşi yediğinizde aktive oluyor ve beyne tatlı sinyali gönderilmesini sağlıyor. Yani tatlı reseptörlerine bağlanıp, bloke ediyor, sadece ve sadece ekşi yedğinizde tatlı yemiş gibi hissediyorsunuz. Limon, sirke, yoğurt gibi ekşili yiyecekler 1 saat boyunca size tatlıymış gibi geliyor. Artık limonlu veya vişneli cheesecake yaparken içine seker koymanıza gerek yok. Veya limonataya da, ya da limitlerinizi zorlayıp, ekşi olmayan bir tatlıya sirke katarsanız, o bile şekersiz olmasına rağmen size tatlı gelecektir.
Bu meyvenin yan etkisi olmaması da ayrı bir avantaj. Beraberinde tüketildiği ekşi yiyecekler midenizi yakmadığı sürece hem değişik bir deneyim hem de diyetinize ekstra katkı sağlayacağı kesin.
İkili, 'miracleberry' diye bilinen bir orman meyvesini kullanıyor. Bu meyve dilinizdeki tad reseptörlerinizi yanıltarak, tüketildikten sonraki 1 saat boyunca size tatlı yiyormuş hissi veriyor. Aynen şöyle; 1 avuç miracleberry ve sonrasında 1 dilim limon. Nasıl, limonatayı beğendiniz mi? Yaratıcılıkta sınır yok ve bu meyveyi kullanarak yapılabileceklerin de sınırı yok. Özellikle işin ucunda hiç şeker tüketmemek varsa!
Meyve aslında yeni keşfedilmemiş. 18. yy'da Afrika'da bulunmuş ve o zamandan beri de biliniyor. Ancak ömrü çok kısa ve her yerde yetişemiyor. Son 50 yıldır, derin dondurma yöntemleriyle taşınabilmiş ve çeşitli prosedürlerden sonra hap, toz ve tohum halinde satılıyor. Meyvenin mucizesi ise basit; tatlı tad reseptörlerine bağlanıyor. Ancak ekşi yediğinizde aktive oluyor ve beyne tatlı sinyali gönderilmesini sağlıyor. Yani tatlı reseptörlerine bağlanıp, bloke ediyor, sadece ve sadece ekşi yedğinizde tatlı yemiş gibi hissediyorsunuz. Limon, sirke, yoğurt gibi ekşili yiyecekler 1 saat boyunca size tatlıymış gibi geliyor. Artık limonlu veya vişneli cheesecake yaparken içine seker koymanıza gerek yok. Veya limonataya da, ya da limitlerinizi zorlayıp, ekşi olmayan bir tatlıya sirke katarsanız, o bile şekersiz olmasına rağmen size tatlı gelecektir.
Bu meyvenin yan etkisi olmaması da ayrı bir avantaj. Beraberinde tüketildiği ekşi yiyecekler midenizi yakmadığı sürece hem değişik bir deneyim hem de diyetinize ekstra katkı sağlayacağı kesin.